Merhaba

Uzun zamandır bir blog fikri vardı kafamda fakat gerek tembelliğim gerek 'hayatın yoğunluğu' beni blog oluşturmaktan alıkoydu. Aslında bu süreçte yemek ve tatlı yapmaktan da uzaklaştım. Cuma günü kuzenimin yaptığı kurabiyelerle tekrar hevesim canlandı ve eve gelir gelmez internete daldım. Sonunda da bu blogu oluşturdum. Aslında birkaç tarifim var paylaşmak istediğim ama hepsini tekrar pişirip fotoğraflarıyla eklemek istiyorum. Bu da biraz zaman alacak. Yine de en azından blog'um sürekli güncel olacak.

Kanayan Tavuk

Henüz birkaç aylık mutfak deneyimim olmasına rağmen yaptığım sakarlıklar hiç de az değil. Neredeyse pişirdiklerimin yarısında hatalar yaptım. Bir çoğunu toparladım, bazıları daha da güzel oldu ama tabi ki mahvettiklerim de oldu. Bu şimdiye kadar en çok utandığım şey.

İlk defa arkadaşlarımız bize geldi. Balkonda güzel bir kahvaltı hazırladık ve güzel bir bahar sabahı boğazı izleyerek kahvaltı ettik =) Sohbet uzayınca yemek pişirme mecburiyeti hasıl oldu. Biz kızlar geçtik mutfağa.


Kızlar diyorum ama en çok deneyimi olan -hatta tek deneyimi olan- benim. But almıştık, bir de çıtır pane harcı. Bir güzel soslarını sürdük ettik koyduk ocağa. Bir süre sonra kızardılar, biz de aldık ocaktan. Koyduk tabağa, sofraya götürdük. Fekat butlara bir baktık ki butlardan kan akıyor :S

Gidip biraz daha pişirmeye çalıştım, peçeteyle sildim falan ama olmadı tabi. Zaten o kanı görünce herkesin iştahı kaçtı da kimse ayıp olmasın diye kalkmadı sofradan. 'Biz zaten acıkmamıştık' bahaneleriyle falan bir iki lokma atıp ağızlarına kalktılar.

Bu olaydan sonra bize ancak birkaç ay sonra geldiler fakat bu sefer yemeğe kalmadılar, çaylarını içip gittiler. Yemeğe gelmeye de herhalde birkaç sene sonra cesaret edebilirler tekrar...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum:

Yorum Gönder